Hayattan öğrendiklerim

Saat burda sabah 01:28 ve ben çok ihmal ettiğim blogcağızıma yeni bir post yazıyorum. Hem derslerim yoğun olduğu için hemde hayatın genel etkinliklerinden dolayı pek vakit bulamıyorum yazmak için, inşallah 24 Hazirandan sonra bol bol yazarım.  

Bu arada ben hep geceleri yazarım fark ettiyseniz. Bana en çok geceleri ilham gelir. Ben plan yapmam, saatlerce düşünmem, gönlümden ne geçerse onu yazarım. Başlamadan önce Besmele-i şerif okurum bittikten sonrada Elhamdülillah derim. Ve beğenmenizi ümid ederim.

Bu arada telefondan yazdığım için türkçe harfleri kullanıyorum, hadi yine iyisiniz :) 


Kalpleri yorulan, geçmişini unutamayan ve affetmek isteyenlere gelsin bu.. 
(Bir önceki ingilizce yazdığım yazıya benzer olacak ama, idare edin artık). 



Bir insana hani cok güvenirsiniz ya, böyle sanki hiç bitmeyecekmiş arkadaşlığınız, sanki dünya yıkılsada herkes gitsede o gitmeyecekmiş gibi, hah bende tam öyle güvenmiştim bazılarına. Başımın üstünde yerleri vardı, dualarımda yerleri vardı, gönlümde yerleri vardı. Vardı da vardı. 
 
Ama şimdi buraya bu insanların beni üzdüklerini ne kadar yazarsam yazıyım fayda etmez. Ne kadar düşünürsem düşüneyim, durumlar değişmez. Dimi? Ozaman üzülmeyin, dert etmeyin. Gerçekten, Allah bazen bazı insanları sizin için en hayırlısı böyle olduğu için hayatınızdan çıkarır. 

Arkanızdan gıybet edenler, konuşanlar, dedikodu yapanlar, iki yüzlülük yapanlar vs vs vs hepsini boşverin. İki kuruşluk insanları düşünüp üzüleceğinize gidin beş kuruş sadaka verin. 

Hiç düşünmeyin, affedin. Affetmek en çok size iyi gelecektir, çünkü içinizde ki kin ve nefret devam ettikçe sadece kendinizi üzmüş olursunuz. Büyüklük sizde kalsın, bırakın onlar utansın yaptıklarından. Hakkınızı helal edin, çünkü Allah tarafından affedilmeyi ümid ediyorsanız diğer tarafda ozaman burda başkalarını affedin. Bence en güzel ve kalbi en çok rahatlatan beddua şudur: benden uzak Allah'a yakın olun. Sadece bunu söyleyin ve o kişiden uzaklaşın.

Benim bir önceki ingilizce yazım sınıf arkadaşlarımın ısrarıyla yazdığım bir yazıydı, oda geçmişi unutmakla alakalıydı (gençler çok hata yapıyorlar, ondan dolayı). Ertesi gün okula gittiğimde bir sınıf arkadaşım çok etkilendiğini söylemişti. Bende bazı yazdıklarımı çevireceğim sizler için. 

Herkesin bir geçmişi vardır. Bazıların hatası diğerlerinden fazladır. Olabilir! Insanız sonuçta. Hata yapmak doğamızda var. Sonuçta imtihan dünyasındayız ve her an seçimler yapmak zorundayız. Bir hatanıza üzülüp  kendinizi verem etmeyin, çünkü geçmişe dönüp o hatanızı zaten değiştiremezsiniz. O hatadan ders çıkarmayı bilmeli insan, olgunlaşmalı. Geçmişinizi silemezsiniz, doğru, ama geleceğinizi etkilemesine izin vermeyin. Her an özeldir, hemen gelip geçer. Bakın, az önceki dakikkayı geri alabilirmisiniz? Hayır. Her anın değerini bilin. 

Daha iyi bir insan olmaya yoğunlaşın, daha iyi bir anne, baba, kardeş, arkadaş vs. Kimse sizden mükemmellik beklemez, olabildiğinizin en iyisi olun. Ve daima Allah'a tövbe edin. Çünkü kalpler ancak O'nu andığında rahatlar. 

Karamsar olmayın. Her düşüşün bir kalkışı vardır. Ümid edin, dua edin, ve dayanın!

En sevdiğim ve çocukluk kahramanım olan yazar JK Rowling'in bir meşhur sözünü paylaşmak istiyorum sizlerle: "Kendimi en dipte buldum, ve ordan hayatımı inşaat ettim!"

Unutmayın, her fırtınadan sonra muhakkak güneş açar. Ve her gülün bir dikeni vardır, önemli olan bu dikene katlanabilmek. Bu hayatta sevinip, şükredeceğimiz okadar çok şey varki, üzülüp tasalanmayın! Gülümseyin :) 

Allah'a emanetsiniz güzel insanlar.. 

(Sınavlarıma çok az kaldı, lütfen dualarınızda beni unutmayın!)

Yorumlar

Popüler Yayınlar