Bizi mahveden şey: Sosyal medya

Ilk sosyal medya sitesini düşünüyorum, sanırım Myspace olmalı. Blog tarzındaydı ama 2005-2008 yılların Facebook sitesiydi, herkesin bir hesabı vardı, ben hariç. Myspaceden öncede MSN vardı ama onu sosyal medya aracı olarak sayabilirmiyiz bilmiyorum çünkü ordan sadece görüşme yazışma oluyordu. Yani sosyal medya hayatımıza yaklaşık 15 yıl önce girmiş olmalı, ve 15 yıl içinde sanki yeni bir çağa geçiş yaptık. Bu yazımda sosyal medyanın zararlarını ve hayatımızdaki etkilerinden bahsetmek istiyorum, bunuda bir blogda yazıp paylaşmamda çok ironik olacak ama, neyse.. 

Sosyal medya insanları yavaş yavaş değiştirdi, en çokta benim neslimi ve bizden sonrakileri etkiledi ve etkileyecek sanırım. Insanlar artık hava atmak istiyorlar, gösterişli paylaşımlar, "cool" olma çabaları. Peki niye? Bunu bir defada olsa kendimize sormalayız, amaç nedir? 

MSN deviri güzeldi, orda kimse kimseye hava atmaya çalışmıyordu. Sonra Facebook geldi. Facebookun ilk yıllarında Annem bana Facebook hesabı açmama izin vermemişti, "Facebook büyükler içindir, eski arkadaşlarını bulmaları için kurulmuştur." Demişti. Ah keşke hala sadece o amaçla kullanılsa. 2008 yılında ilk Facebook hesabımı açtım, hergün yeni profil resmi atıyordum, saçma saçma ergensel paylaşımlar yapıyordum. Gün içinde ne yapsam yazıyordum, bide gördüğüm her insanı ekliyordum, alakalı alakasız kim varsa. Sonra 2011 yılında hayatımıza Twitter girdi, Facebookdan hiç bir farkı yoktu ama onuda açtım, onuda kullandım. 2012 yılında Instagram daha yeni bir uygulamaydı, tabi benden kaçmaz hemen ordanda hesap açtım. 2013 yılında Snapchat çıktı, ordada hesap açtım. 2014 yılında Vine popüler oldu, ordada hesabım oldu. 2014 yılın sonunda  herşeyin ne kadar saçma olduğunu farkettim ve nerdeyse bütün hesaplarımı kapattım, bir yıl uzak kaldım sosyal medyadan. 19 yıllık hayatımın en güzel yılıydı diyebilirim.

Sosyal medya artık saçma sapan bir hale geldi. Instagramda kızların yüz binlerce filtreli resimleri, facebookda yapılan gereksiz siyaset, twitterda paylaşılan bin kez gördüğümüz felsefe içeren yazılar. 

Size facebookda gördüğüm bir hesaptan bahsedecem. Tam olarak ismini hatırlamıyorum ama evlilik çağına gelmiş kızların bulunduğu bir sayfa, nişanlılar yada sözlülerin çok takıldığı bi sayfa. Çeyiz eşyaları falan paylaşırlar bol bol. Geçenlerde gördüm bir bakayım dedim, bakmaz olaydım. Millet bu sayfaya evlendiklerinde oturacakları evin resimlerini yolluyor, her odanın resmini çekip yayınlanmasını istiyorlar, "Kızlar sizce nasıl oturacağım ev" diye soruda soruyorlar. İlk gördüğümde çok güldüm. Ama sonra acıdım. Ya ayıp, günah, o senin hafife aldığın ev senin mahremin değilmi yahu! Hadi her odayı geçtim, yatak odasının halısına mobilyasına kadar herşeyini çekip niye yolluyorsun? Yani amaç ne? Hava atmakmı? Nazar değdiğinde alırsın havanı. Bence çok utanç verici bişey. Insanlar bukadar düştümü ya? 
Hadi diyelim Mimar olursun İnşaat mühendisi olursun anlarım, reklam yapmak için ev dekore edip paylaşabilirsin, burdaki sebep açık ve mantıklı. Ama sen gelin olmaya hazırlanan bir kızsın, nasıl mahremini koyarsın sanal aleme? Insanlardaki bu hava atayım çabası nedir, bukadar görgüsüzlük sizcede fazla değilmi? 

Bunu geçtiysek Instagrama gelmek istiyorum. Benimde Instagramım var, bağımlısıyım malesef. Ama bazı kızları hiç anlamıyorum, bir gün içinde yüz binlerce selfie çekip üstünede efekt atıp paylaşıyorlar. Dövme yaptırıp sırf o dövme görünsün diye farklı pozlar veriyorlar. Ay bide söylemeden geçemeyeceğim, şu "tesettürlü" süslüman kızlarımızın şal bağlama videoları paylaşması beni deli ediyor. Boyunları açık, kolları kısa. O ortamda, erkeklerin gördüğü ortamda, öyle videolar yayınlamak.. Ne biliyim, çok ters geliyor bana. Sakınmasını bilin kızlar, siz çok değerlisiniz. Kendinizi bukadar düşürmeyin, sırf biraz takipçim olsun biraz beğeni alayım diye kendinizi bukadar düşürmeyin. Başınızda taşıdığınız bir örtü değil, o bir ayet. Insanları kınamak bana düşmez, ama artık millet şaşırmış, ne yapacaklarını bilmiyorlar.  Peki, yediği her yemeğin resmini çekip atanlar? Bakın, reklam yapan sayfaları demiyorum yada yemek tarifleri paylaşanları, benim bahsettiğim normal vatandaşların hesabı. Göz hakkı diye bişey var, sizdeki yiyeceği bulamayan var. "Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar.."

Snapchat ise tamamen farklı bir dünya, bilmeyenler için snapchat 10 saniyelik video veya resim paylaşılan bir platformdur. Bu uygulamayla gün içinde her anı canlı yayın yapabiliyorsunuz. Şu saçmalığa bakarmısınız? Niye bukadar meraklıyız insanlara hayatımızı göstermeye? 

Acaba psikolojimizmi bozuk? Dünyalılar olarak rahatsız olabilirmiyiz? 

Beni çok sıkıyor bu durum, çünkü bende sosyal medya bağımlısıyım. Ama benim bağımlılığım Türkiyeden uzak olmamdan kaynaklanıyor, Türkiyedeki tanıdıklarımla sadece sosyal medya aracıyla görüşebiliyorum. 

Bu konunun ciddiyetini anlayabilmemiz lazım, çünkü ağlanacak haldeyiz. Kendimize çeki düzen vermemiz lazım. Sosyal medyaya bukadar bağımlı olmamalıyız. 

Bizim neslimiz neden bukadar depresif? Neden bizim annelerimiz babalarımız bizim kadar mutsuz değillerdi? Çünkü onların gençliğinde sevgi vardı, gerçek sevgi. Insanlar gösteriş meraklısı değildi. 

En azından çocukluğum sosyal medyayla geçmedi, buna çok şükrediyorum. Küçüklüğüm hayal kurmak ve dışarda oynarken dizimin üstüne düşüp yaralarıma ağlamakla geçtiği için çok mutluyum. Şimdiki 5-6 yaşındaki çocuğun bile sosyal medya hesabı var, ağlanacak durum. 

Kendinize sadece bir gün ayırın. Telefonsuz, sosyal medyasız bir gün. Dışarı çıkın, doğayı tanıyın, kitap okuyun. Ama hepsini telefonsuz yapın. Hayatın aslında sosyal medyasız nekadar güzel olduğunu göreceksiniz. 

Can bildiğim Allah'a emanetsiniz güzel insanlar..

Yorumlar

  1. Bravo yegenim.. eline saglik. Didikletinin icinde bir facem var oburlerini bilmem.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler abdusselam abi :) begenmene sevindim.. Selamlar

      Sil
  2. Bravo yegenim.. eline saglik. Didikletinin icinde bir facem var oburlerini bilmem.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Eleştiri, öneri, tavsiye ve genel yorumlarınızı bekliyorum : )
-Beyza

Popüler Yayınlar