Değişiklik vol.1

"Kendime bir iyilik yaptım ve önceden hiç yapmadığım bişeyi yaptım.."

Değişiklikten nefret ettiğimi söylemiştim önceden. Sinir oluyorum, ben düzeni severim genelde. Hiç bişey değişmesin herşey olduğu gibi kalsın isterim. Ama bu hayatta hiç birşey olduğu gibi kalmıyor, daima değişiyoruz. 

Bende nazımı yendim ve bir değişiklik yaptım. 13 yıldır yaşadığım şehrin hiç gitmediğim sanat galerisine gittim.. Liverpool Walker Art Gallery. Iyikide gitmişim dediğim bir gün oldu.

Ben resimden sanattan hiç bişey anlamam sanıyordum, yani galeriye gitmeden önce öyle düşünüyordum. Ama öyle değilmiş. Kendimle ilgili yeni şeyler öğrendim. Mesela ben çağdaş sanatı değil, modern sanatı seviyorum. Arasındaki fark ne derseniz, sanatla ilgilenen hatta bu blogun dizaynı kendisine ait olan arkadaşımın sözleriyle özetliyim. Çağdaş sanat: Günümüzün ressamları tarafından oluşan sanattır.(Yani çağınızın ressamları)

 Modern Sanat: Van Gogh, Da Vinci, Picasso, Cézanne gibi ressamların oluşturduğu sanattır.

Ayrıca, modern sanatın beni rahatlattığınıda farkettim. Bir tabloya bakarken o devri hayal edip kendimi tabloya yerleştiriyorum, bu dünyadan azıcıkda olsa uzaklaşıyorum. Artık streslenince yada bunalınca galeriye gitmeyi düşünüyorum. Çağdaş sanata bakarken sadece dalga geçtiğimi fark ettim (asağdaki resimlerde göreceksiniz). Belkide ben anlamıyorum o tabloları bilmiyorum. 

Velhasıl kelam, modern sanat gerçekten çok ama çok değerliymiş. Bukadar geç yaşta farketmenin acısını yaşıyorum şu an. 15 yaşındayken Paris de Louvre müzesinde Mona Lisa'nın orjinal tablosunu görmüştüm. Bakıp, "bu ne yaaaa" demiştim ergence. Şimdi pişmanım. Oturup incemeliydim, kendimi biraz daha zorlamalıydım. O sanat eserinde bile huzur bulabilirdim. Neyse, geç olsun güç olmasın demişler. 

Bu görmüş olduğunuz çağdaş sanattır. Hiç bişey hissedemediğim bir tablo. (Blotter, Peter Doig) 

Yine çağdaş sanat örneği. Görmüş olduğunuz detaylar ince iplerden yapılmıştır. Baya emek sarfedilmiş, ama ne yazıkki yine bişey hissettirmedi bana. 

Ilk baktığımda "bu ne ya bende yaparım bunu" diye düşündüğüm bir eser. Aslında insan beynine benzemiyormu sizcede? 

Soldaki eserden güzel duvar kağıdı olur aslında. Sağdaki eser arkadaşımın favorisi. Kızın gördüğünü ben göremiyorum şahsen. 

Çağdaş sanattan gram anlamayan Beyzanın bu esere tepkisi "ya bunlar Beatles grubu mu?" (Bu resimi arkadaşım benden habersiz çekti) 

Çağdaş sanatın tek sevdiğim eseri. Oda sırf başörtüme uyduğu için, bide güzel facebook profil resmi olduğu için. 

İşte sanat. Modern sanat. Şu resimdeki detaya ve emeğe bakarmısınız. Ingilterenin küçük bir kasabasında soğuk bir kış günü. Beni aldı götürdü. 

Bu eserdeki gizem beni çok etkiledi. Bir insan birşeyi ancak bukadar gizemli yapabilirdi. (Nightfall, Luxof, Sir David Young Cameron) 

Nedense bana 19.yüzyılı hatırlattı. Çok düşündürdü. 

Beni tanıyan bilir, doğayı ve özellikle çiçekleri çok severim. Belkide bu tabloyu ondan çok beğendim. (Morning Twilight, Charles Conder) 

Size bir tavsiyem olsun, bir değişiklik yapın. Önceden hiç yapmadığınız birşeyi deneyin. Ne olursa olsun, cesaretinizi toplayın çünkü gerçekten kendiniz hakkında yeni şeyler öğreniyorsunuz. Ben sabah evden çıkarken anneme galeriye gideceğimi söylediğimde o bile şaşırmıştı çünkü benim sanat hakkında hiç bilgim ve ilgim yoktu. Demekki gidip görmek denemek lazımmış. Iyiki yapmışım. 

Can bildiğim Allah'a emanetsiniz güzel insanlar...